53 – Kadın Savaşçı

Sessiz, sakin ve yumuşak yapısının altında çok güçlü bir insan yatıyor Bayan Guo’nun. Bunu hikayesini dinleyince daha iyi anlayacaksınız.

2 yıl önce, hastalığına karşı savaş açmış. Kazanan o olmasına rağmen düşmanlarına karşı ölünceye kadar savaşacağına and içmiş.

Peki neyin savaşını kazanmış? 1993’e geri dönüyoruz. Kanser olmuş ve ameliyatla tümörünü almak istemişler. Kanser kemoterapi esnasında tekrarlayıp lenf bezlerine yayılmaya başlamış. Artık yolun sonu diye düşünülmeye başlanmış.

Okulda profesör olan kocası bu kader anında Çigong hakkında bilgi toplamış ve onu bu konuda cesaretlendirmiş.

“Bir profesör olan kocandan böyle bir öneri seni şaşkına çevirmedi mi?” diye sormuş Chan. Guo hiç şaşırmadığını söylüyor çünkü kocası çok açık fikirli ve yeniliklere açık bir insanmış. Üstelik en modern hastanelerde çözüm arayışları sonuç vermemiş. Bu yüzden yeni bir şeye sıcak bakmak hiç de anormal gelmemiş.

Merkez’e gitmeden önce Lao-Shi’nin kitaplarını okumaya başlamış. Orda Çigong’a odaklanan birinin her türlü hastalığı yenebileceğini kafasına kazımış. İçindeki savaşçı kişiliği çıkaran da bu olmuş.

Sabahın erken saatlerinden akşamın geç vakitlerine dek durmadan çalışmış. Herşeyin kendinde bittiğine inanıp hiç ara vermemiş. Mücadeleye gün ve gün devam etmiş. O kadar ki, Çigong’la yatıp kalkmaktan hastalığını zaten unutmuş. Bu sayede daha çok enerji toplayıp 3 ay içinde kanserini tamamen yenmiş.

“Peki kanseri yeneli 2 yıl olmuş, neden hala burdasın?” diye sormuş Chan.  İçindeki savaşçı ruhu canlı tutmak için her sene düzenli olarak buraya gelip çalışırmış. Hastalıktan kurtulmanın yeterli olmadığını, hastalıklara karşı korunmak için de düzenli çalışmanın gereğini savunuyor Guo.

“Peki diğer insanlarda da bu disiplin var mı?” diye merak ediyor Chan. “İnsanların bir kez Çigong sayesinde iyileşme deneyimi yaşaması, ömür boyu Çigong’un hayatlarının bir parçası olması için yeterli bir sebep!” demiş Guo.