1 – Eğer Yaşarsam Borcumu Kuruşu Kuruşuna Ödeyeceğim!

“Kollarını omuz hizasında iki yana açıp sekizbuçuk saat duran kişi sahiden sen misin?”.
Bu hocalardan biri olan Ren’e sorulan soru. Kafasını mütevazi bir şekilde sallayarak “Evet” demiş Ren.

1989 yılında kalbinde problemler yaşamaya, kalbi duracak korkusuyla uyku uyuyamamaya başlamış. Zira her göz kapaklarını kapadığında kalbinin durduğunu hissediyormuş. Amerikan yardımının kesildiği bir dönemde doktorlar anjiyo yapılmasını uygun görmüş. Şartlar uygun olmadığı için kabul etmemiş.

1991 yılında kalp kasları daha da kötüye gitmiş ve ameliyat kaçınılmaz olmuş. Doktorlar 45bin Yuan istemiş. Eş dost kim varsa gidip borç toplamaya karar vermiş ve eğer hayatta kalırsa her bir kuruşu ödeyeceğine söz vermiş. 1993 yılına kadar anca para toplayabilmiş. Doktorlar ise kalbin çalışan diğer yarısının da iflas etmesini beklemeyi, yapmışken tek ameliyatın daha iyi olacağını söylemişler.

Bunun ne olduğunu elbette Usta Chan anlamamış ve tam olarak ne demek istediğini sormuş. O da elinden geldiğince tıbbi terimlerle anlatmaya çalışmış. Yani kalbin yarısı tüm damarları ve kapakçıkları ile birlikte kötü iken diğer yarısı da kötüye gitmeye başlamış.

Peki Ren doktor tavsiyesine uyup ameliyatı ertelemiş mi? Hayır.

Tekrar ertelerse hayata küseceğini ve evde yatmaktan öte hiçbir şey yapamayacağını kavramış. Karısı ise doktorlara uyup ertelemesinde ısrar etmiş.

Her nekadar ertelemeyi kabul etse de, bir yerde bir şekilde yada birinden şifa bulma umuduyla ülkeyi dolaşmaya başlamış. Karısının ve doktorların karşı çıkmasına rağmen kendini en sounda İlaçsız Hastane’ye ulaşmak üzere bilet alırken bulmuş. Daha önce duymasına rağmen nerede olduğu hakkında bir bilgisi yokmuş. Trende eli kırık olan ve aynı yere giden başka birine rastlamış. Merkeze girer girmez bir Çigong hocasının hemen gelip bu adamdan alçıyı çıkarmasını ve ona uzattığı bardağı tutmasını istediğine şahit olmuş. Kırık elin hemen o anda iyileştiğini görmek onda büyük bir güven oluşturmuş. Merakla Çigong’un başka neler yapabildiğini görmek üzere içeri girmiş.

Evde ölümü beklemek yerine ölecekse burda kalarak ölmeye karar vermiş. Birkaç gün içinde kendini evinde hissetmiş. Bir gece, ellerini iki yana açıp egzersiz yaparken, eğer iyileşmek istiyorsa azimli olması gerektiğini kavramış. Bir süre sonra kalp atışlarının sakinleştiğini hissetmiş. İki yana açtığı ellerine bakarak, onları aşağı indirmektense ölürüm daha iyi demiş ve o şekilde beklemeye koyulmuş. Saatler aktıkça herşeyin daha iyiye gittiğini görmüş. Sabah olduğunda ise kalbinin çok ama çok iyi olduğunu hissetmiş. Böylesine bir mucize hayatı boyunca yaşamamış, üstelik de kendi üzerinde.

Doktorlar hemen EKG’ye bağlamışlar ve herşeyin gerçekten de normale döndüğünü teyit etmişler.

Usta Chan ısrarla “Yani sen şimdi herhangi birinin 8 saat boyunca ellerini o şekilde tutarak Çi çalışması yapması halinde ciddi bir hastalığı yenebileceğini mi söylüyorsun?” diye sormuş.

“Burada o kadar şeye şahit oldum ki, bütün Çigong çalışmaları herşeyi iyileştirebilir!”

Daha fazla soru sormaya gerek duymamış, zira Ren’in cevabı çok net olmuş.

2 – Yeni Bir Yaşam

Tıp öğrenimini bitiren bayan Pan mezun olur olmaz sol bacağında kemik iliği kanseri olduğunu öğrenmiş. 1991 Ağustos’unda ameliyat olmuş ancak bu ameliyat esnasında kanseri yok etmek uğruna kemik ölümü gerçekleşmiş.

Bu kadar genç ve güzel bir bayan olarak kendisini bu durumda nasıl hissetiğini sormuş Usta Chan.

Önceleri hastalığın tam olarak farkına varamamış, zira iyi bir tedavi görmüş ve ona bakan iyi bir ailesi varmış. Ancak işler kötüden daha kötüye gitmiş. Ameliyattan çıkıp uyandığında ilk görmeyi umduğu nişanlısını odada görememiş. Sonradan öğrenmiş ki, o ameliyat olurken ve baygın olduğu sıralarda sevgiisi onu çoktan terketmiş. O ise pes etmemiş ve tüm dünyaya ne kadar güçlü olduğunu ve hayatta kalmayı başarabileceğini ispat etmeye karar vermiş.

Ameliyatı takiben kemoterapi görmüş. 12 seans sonrası karaciğeri, kalbi, böbrekleri, midesi ve neredeyse diğer tüm organları iflas etmiş. Sadece bedensel olarak değil, ruhen de çökmüş. Sanki yaşayan bir bitki olduğunu vurguluyor Pan. İşte o sıralarda bir arkadaşı gelip İlaçsız Hastane’den söz etmiş. Zhineng Çigong Eğitim Merkezi? Başka zaman olsa gülüp geçeceğini ama bu durumda herşeyi denemeye hazır olduğunu farketmiş.

O kadar güçsüzmüş ki, onu arkadaşları taşıyarak Merkez’e götürmüş. Yine Merkezin içinde de her gün birileri onu egzersiz alanına taşımak durumunda kalmış. Onikinci günün sonunda ise kendi gider hale gelmiş. Bunu görünce içi huzur ve mutlulukla dolmuş ve ruhunun geri geldiğini hissetmiş.

Günün birinde ise sol omzunda anlaşılmaz bir şişlik belirmiş. Bu şişlik adım adım indiğinde her adımda kanserin de adım adım yok olduğuna şahit olmuş. Birkaç aylık çalışmanın sonucunda ise tamamen iyileşmiş. Sadece kanserinden kurtulmakla kalmamış, öldü denilen kemik ve dokuları da yeniden hayat bulmuş. “Bu tam bir mucizeydi!” demiş Pan.

Yaşadığı kasabada onun durumu ve nasıl iyileştiği duyulunca okullarda ve belediye tarafından Chi-Lel tanınmaya başlanmış.

Hatta Bayan Pan, kendi gibi buraya gelip Dr. Pang Ming tarafından iyileştirilen ve orda hoca olarak kalmayı tercih eden genç biriyle büyük de bir aşk yaşamış. Akademik sürecini bitirir bitirmez de Merkez’de kendini Çigong’a adamaya karar vermiş.

Tüm kalbimizle onun samimiyetinden şüphe duymuyoruz.

3 – Batıdan Hangi Mucizevi İlacı Kullandın Sen?

Hem çok genç, hem zeki, hem de çok alımlı bir hoca olan Liu dış dünyada pek çok başarıya imza atabilecekken neden kendini buradaki öğrencilere adamış?

“Çigong olmasaydı şu anda annem yaşamıyor olacaktı” demiş Liu. Annesi 48 yaşında bir okul öğretmeni. Geriye, 1990 Haziran’ına dönecek olursak, annesi göğüs kanseri olmuş. Haberi duyan tüm aile fertleri, güçlü görünmeye çalışan annesi dışında, göz yaşlarına boğulmuş.  Daha hastaneden çıkmadan 2 ameliyat geçirmesine rağmen kanser sürekli tekrar etmiş. Doktorlar en sonunda ona 2 yada 3 yıl ömür biçmişler.

Sonra dostlarından birisi Lao-Shi’nin kasabaya gelip Chigong eğitimi vereceğini söylemiş. Bu onlara inandırıcı gelmemiş ve umursamamışlar. Annesinin öğrencilerinden birisi kaybedecekleri birşey olmadığında ısrar edince isteksizce de olsa gitmeye karar vermişler. Eğitim sonrası Lao-Shi kalabalığa “tümörlerinize dokunup onların yumuşayıp küçüldüklerini ve yok oldukları hissettiniz mi?” diye sormuş.

O anda annesinin elini göğsüne götürmesiyle ağlamaya başladığını görmüş. Göğsündeki kitle yok olmuş. Birbirlerine sarılıp sevinçten ağlamışlar. Sonradan öğrendiğine göre kanser sol göğsüne de sıçramış ve annesi bunu onlardan saklamış. Şimdi ise ikisi birden gitmiş.

Annesi tekrar hastaneye döndüğünde duruma inanamayan doktorların ilk sorusu “Bayan Young, yurt dışından hangi mucizevi ilacı aldınız da bu kadar kısa sürede iyileştirdi sizi?” olmuş. Doktorlara gerçeği söylemesine rağmen soruyu ısrarla tekrarlamışlar ve inanmamışlar. Onlara birşey ispat etmek umurlarında olmamış, şu anda 5 sene geçmiş olmasına karşın annesi hayatta ve sağlıklı ya, önemli olan da buymuş.

Bayan Liu gelen her öğrenciyle büyük bir ilgiyle ilgilenmesinin yanısıra sürekli kendini geliştirmeye devam etmiş. Hatta yabancı dil öğrenip başka öğrencilere de faydalı olmaya başlamış.

4 – Evde 3 Çocuğum Var Yaşamak İstiyorum!

“Ben de bir doktorum” diyor Bayan Liang. 30lu yaşlarının başında aşırı baş ağrıları, mide sancıları, nefes ve görme problemleri yaşamaya başlamış. Kalp atışlarında düzensizlik ve son olarak da 1982 yılında meme kanseri aldığı en kötü haber olmuş. Doktor olduğu için kendini tıbba emanet edip bir dizi tedaviden geçse de iyileşememiş. Kendini çaresizce evde yatar bulmuş.

Peki ailesi destek olmamış mı? Hayır. Kaynanası kocasının ondan boşanması için baskı yapmış. Varolan tüm tanrılara dua edip çocukları için hayatta kalmak için yalvarmış.

Kaynanası ve kocası tarafından kötü muameleye maruz kalınca umudunu yitirmeye başlamış. Sevgiye ve hoşgörüye muhtaç hale gelmiş. Komşularından birisi şans eseri Çigong hocası çıkmış ve ona Zhineng Çigong’dan bahsetmiş. Ne olduğunu bilmediği halde birisinin ona ilgi göstermesi bile ona güven ve mutluluk vermiş. Komşusu ona Çi vermeye başlamış. Enerjiyi aldıkça daha iyi hissetmiş. Kendini gülerken bulduğunda delirmeye başladığını sanmış. Bu kadar yıl acı ve ızdırapla geçen zamandan sonra kendini bir anda huzur ve mutluluk içinde bulmuş.

1985 Ocak ayında Çigong öğrenmeye başlamış. Bir kaç yıllık sebatla devam eden çalışma sonrası tamamen iyileşmiş. Kanserden ise eser kalmamış.

Peki kocaya ne olmuş? Kocasıyla eskisinden daha mutlu olmuşlar ve ikisinin de saçlarındaki aklar siyaha dönüşmüş.

Dr. Liang kendi kasabasında yüzlerce kişiye Zhineng Çigong öğretmiş ve tüm kazancını da Merkez’e bağışlamış.

“Çigong benim hayatımı kurtardı. Bu, asla parayla satın alınabilecek bir şey değil” diye eklemiş.

5 – Sağırlık Çok Kötü Birşey

Bu konuşkan hayat dolu kızla röportaj yaparken, Usta Chan daha birkaç ay öncesine kadar onun içine kapanık bir çocuk olduğuna inanamış.

2 yaşındayken şiddetli bir ateş geçirmiş. Verilen ağır ilaçlar duyma kaybı yaratmış. Sınıfta en önde oturmasına rağmen öğretmeni duyamıyormuş. Normal zamanda da sürekli kulağının içinde çınlamalar varmış ve bu durum onu çok huzursuz ediyormuş. Doğal olarak, sınıftaki diğer çocuklardan hep geri kalmış. Gittikleri hiçbir hastane çözüm bulamamış.

Sonra annesinin bir arkadaşı İlaçsız Hastane’den bahsetmiş. Annesi de hemen alıp onu buraya getirmiş. Daha geldiği ilk gün duyma kabiliyeti artmaya başlamış. Düzenli ve sebat ederek yaptığı Çigong çalışmaları sonucu kulaklarındaki sesler azalmış ve duyma yetisine tekrar kavuşmuş.

Annesinin bu haberi alınca nasıl karşıladığını sormuş Usta Chan. Annesi sevinçten ağlamış ve kızı koca bulabileceği için çok mutlu olmuş.

“İnanın bana sağırlık çok kötü birşey” diyen Ming, şu andaki neşesini ve canlılığını Çigong’a borçlu olduğunu ve tekrar duyabilemenin anlatılamaz bir mutluluk olduğunu söylemiş.

6 – Burada Kalabilsem Ne Olsa Yapardım

Bayan Hu, kocası kömür madeninde kaza sonucu ölünce şoka girmiş. Hayatı bundan sonra çöküşe geçmiş. Düşük tansiyon, anemi, mide sancıları ve sırt ağrıları korkulu rüyası olmuş. Sırtında oluşan kambur yüzünden kafasını kaldıramaz hale gelmiş.

3 yıl sonra ise bu sefer aklını yitirmeye başlamış ve kendi kendine bakamaz olmuş. Bunun sebebi ise oğlunu kaybetmesiymiş.

1 yıl kadar sonra kardeşi onu Merkez’e getirmiş. Her egzersizde hüngür hüngür ağlıyormuş. Hocalar ona ne zaman rahatlamasını söylese bunu yapamıyor ve o gün öğretilen şeyi 1 saat içinde unutuyormuş. Hocaları ise çok sabırlı ve destek olan insanlarmış. Önce hocalara güven duymayı öğrenmiş. Sonra rahatlamaya başlayıp yavaş yavaş da herşeyi hatırlamaya başlamış.

2 ay içinde eskisine göre çok daha iyi de olsa içinde hep yalnız kalma korkusu varmış. Bir gün Lao-Shi’nin konuşmasını dinlerken onun ellerini sallayarak birşeyler yaptığını görmüş. Sanki bu el uzanıp kafasından içeri girmiş ve orda sıkı bir temizlik yapmış. Ardından yüzünde bir gülümseme belirmiş ve o güne kadar orda onunla kalması için yalvardığı kardeşine “artık evine gidebilirsin” demiş.

3 ayın sonunda kendisi de eve dönebilecek duruma gelmiş. Hocasına yalvarıp burada kalmak için ne gerekiyorsa yapacağını söylemiş. O esnada Merkez’de iyi bir hizmetliye ihtiyaç varmış. O da etrafa çeki düzen vermek üzere orada kalmak üzere işi kabul etmiş. Mutluluktan havalara uçmuş.

Yakınları onu kendi ayakları üzerinde yalnız görmeye başladıklarında hayrete düşmüşler. Onu hala şaşkın ruh olarak çağırdıklarını söylemiş.

Merkezdeki herkes gibi bayan Hu da işini severek yapan ve Merkezin yaşanabilir bir yer olması için elinden geleni yapan biri olarak orda çalışmaya devam etmiş.

7 – Şirretin Evcilleştirilmesi

Folklör ekibini yöneten hoca Liu’yu gören Usta Chan onun bir zamanlar belden aşağısının felç geçirmiş olduğuna inanamamış.

1982 yılında araba kazası sonucu aylarca hastanede yatmış. Onlarca operasyon geçirmiş. Hastaneden çıkar çıkmaz artirit olmuş. Kronik ağrılar ve düzensiz kan dolaşımı ve kan eksikliği başlamış. Öyle ki yaz ayında bile ayaklarını sıcak tutacak özel ayakkabılar giyiyormuş.

Kazadan önce bile kötü bir yaradılışı olduğunu söylüyor. Bir keresinde kaynanasına yumruk atmış. Daha 37’sinde önüne gelene durduk yere yumruk atabilecek kadar sinirli bir insana dönüşmüş.

Bu sinirle, yetmedi mi derken bir anda belden aşağısı felç olmuş. Tavana bakarak hastane yatağına mahkum olduğu, ağrıdan uyku uyuyamadığı aylar geçirmeye başlamış. Hayatı boyunca bu şekilde yaşayacağını düşünüp ağladığı geceler olmuş.

Yan odada yatan hastaya gelen bir ziyaretçi ona acıyarak La Chi (Çi enerjisi) hareketi göstermeye başlamış.  Ellerini kullanamadığı halde onun ellerini takip edip kendi ellerini oynatabildiğini hayal etmiş. Ziyaretçi gittikten sonra da imgeleme yoluyla bunu yapmaya devam etmiş ve o gece ilk defa çok rahat bir uyku uyumuş. Bundan cesaret alan Liu, her fırsatta bunu yapmaya devam etmiş.

Tekrarın 9. Gününde sol bacağının silkelenir şekilde hareket ettiğini görmüş. Hayretler içinde ilahi bir takım güçlerin yardım eli uzattığına inanmış.

Tekrarlara inatla devam eden  Liu, 3 gün sonra kendini oturur halde bulmuş. 1 hafta sonra ise hastaneden taburcu edilmiş ve koşarcasına Zhineng Çigong grubuna katılmış. 2 yıl içinde tüm şikayetleri kaybolmuş. 1991’den bu yana da hoca olarak görev almaya başlamış.

“Gücün eskisinden iyi olduğuna göre, kaynanan çok korkmuştur” diye espiri yapmış Usta Chan.

Liu da gülerek eklemiş: “Artık eskisi gibi bir şirret değilimJ. Artık ikimiz de çok iyi dostuz ve beraber geziyoruz. Aslında, iyi bir mizaç Çigong hocası olmak için ön gereksinimdir. Evde ne zaman sesim yükselecek olsa, kocam bana Lao-Shi’nin kontrol mekanizmasını hatırlatır. Onun ismi her geçtiğinde insanı otomatikman bir huzur sarıverir. Artık evcil bir insanım. Çigong sadece bedenen değil, insana ruhen de yardım ediyor”.

8 – Ultrason Uzmanı

Şu meşhur videoyu hatırlarsınız. 3 uygulayıcı ultrason cihazına bağlı bir hastanın tümörünü 3 dakikada yok ediyordu hani. İşte o cihazı kullanan uzman kişi Dr. Wang. Hikayesine gelince…

Kendi kasabasında ultrason uzmanı olarak bir hastanede görev yapıyormuş. Emekli olunca Lao-Shi ondan Merkez’de çalışmasını istemiş. Tereddüt etmeden kabul etmiş. Hatta X-ray uzmanı olan kocasını da ikna etmiş.

Zhineng Çigong’un iyileştirici gücüne çok inanıyor. Kendisi de zamanında artirit olmuş, şiddetli sırt ağrıları ve çeşitli hastalıkları varmış. Hastanede çalıştığı halde ve elinin altında her türlü doktor ve ilaç olmasına karşın hiç şifa bulamamış. İlaçlara o kadar mahkum olmuş ki, o mu ilaçların ilaçlar mı onun hakimi anlayamaz olmuş. Ve tabiki bu ilaçların fazlasıyla yan etkilerine maruz kalmış.

Alternatif yollar ararken eski hastalarından biriyle karşılaşmış. Hayattan bezmiş olarak hatırladığı bu insanı kıpır kıpır ve enerji dolu görünce hayret etmiş. Hasta her derde deva olduğunu söylediği Zhineng Çigong’dan bahsetmiş. O da kalkıp kendi gözleriyle görmek üzere Merkez’e gelmiş. Doktor olduğunu unutup herkes gibi o da hergün disiplinli bir şekilde çalışarak hastalıklarıyla mücadele etmiş. Dinlenmek her ne kadar hastalıklarda tavsiye edilen şey olsa da, o ne kadar ağrısı olursa o kadar fazla çalışmış. Birkaç ay sonra tamamen iyileşmiş. Çigong’a minnettar kalmış.

Peki modern tıbba küsmüş mü? Hayır. Hem Çigong’un hem de modern tıbbın kol kola yürümesi taraftarı. “Bunun en büyük örneği, ultrasona bağlı hastanın Çigong ile iyileşmesi, bu herşeyi ispatlıyor” diyor.

“Buradaki doktorlar genelde ne yapıyorlar?” diye sormuş Usta Chan.

Dr. Wang, doktorların sadece acil durumlara baktığını, genel olarak hastaların ilk teşrif ettiklerinde teşhis aşamasında rol aldıklarını ve her günün sonunda ve iyileştikten sonra durumlarını analiz ettiklerini belirtiyor. Burada hastaların onlara ihtiyaç duymaksızın kendi kendilerini iyleştirdiklerini ve onların sadece destekleyici rol üstlendiklerini söylüyor. “Burada ilaç kullanmadığımız için de hiç eczacımız yok” diye ekliyor.

Peki ya diyet? Hastaların uygulaması gereken özel beslenme şeklilleri var mı?

Hayır. Ne bir diyet, ne özel bir gıda gerekiyormuş. “Öğrenciler dilediklerini yiyebiliyorlar. Elbette kendileri hastalıklarına mahsus nelerden uzak durmaları gerektiğini iyi biliyorlar” diye ekliyor.

Merkezdeki en büyük besinin ise sevgi ve bolca Çi enerjisi olduğu aşikar.

9 – Asker Baba Kızına Git Emri Veriyor

Bayan Huang asker kökenli bir ailenin tek kızı. Sıkı bir disiplin altında otokontrol mekanizmasıyla yetiştirilmiş. Okulda isteksiz olduğunu keşfedince bunu tembelliğe vermiş. Ama gün geçtikçe durum daha kötüye gitmiş. Babası check-up için hastaneye götürmüş ve lösemi olduğu ortaya çıkmış.

4 aylık bir kemoterapi tedavisi görüp hastalığı kontrol altına alınmış. Ancak tedavi biter bitmez tekrar ortaya çıkmış. Modern tıbba inancını yitiren aile bitkisel tedaviye yönelmiş. O da işe yaramadığı gibi daha kötü olmuş. Tekrar hastaneye döndüklerinde kemik iliği nakli gerektiği söylenmiş. Ancak doğru nakil bulunamamış. Bulunsa bile 150bin Yuan para istemişler, bunu da ödeyecek güçleri yokmuş.

Çigong’u duymuş ama çok inanmamış. Sadece yaşlılar için olduğunu düşünmüş. Kendi gibi düşünmesini beklediği babasını ise Zhineng Çigong hakkında konuşur bulunca hayretlere düşmüş. Aklını yitirdiğini düşünmüş.

Babası asker tarzda bir emirle kızından Merkez’e gitmesini istemiş. Buraya zorla geldiğini düşünen kız ise burdaki çalışmalara başlayınca yumuşamış. Burada mucizevi şekilde iyileşen bir dolu insanla tanışmış. Artık kendi de inanmaya başlamış ve yalnız yaşlılar için değil, her canlı için şifa olduğunu kavramış.

Disipliner bir çalışma ile, ki askeri bir aileden geldiği için bunu çok kolay başarmış, 2 ay içinde lösemi gerilemeye başlamış ve 4 ay sonunda kanserden eser kalmamış. Şimdi eğitmenlik eğitimi aldığını ve bunu bitirince de 2 yıllık Zhineng Çigong Akademisinde programa dahil olacağını söylüyor. Kendini buraya ve eğitimlere adamaya karar vermiş.

10 – Resmen Geri Döndüm

Herkes gibi Bayan Ma da meme kanseri olduğunu öğrenince kendini modern tıbba teslim etmiş. Ameliyatlar, kemoterapi, radyoterapi ve ilaçlar… İyileşmediği gibi hastalık heryere sıçramaya başlamış.

Kanserin kontrolden çıkmış olması onu depresyona sokmuş. Çigong’u duyar duymaz trene atlayıp Merkez’e gelmiş. Sanmış ki, diğer hastanelerdeki gibi o yatacak, doktorlar ona şifa verecek. Her gün uygulanan disipliner çalışmaları görünce çok şaşırmış. Hiç kanser hastaları bu kadar çalıştırılır mı? Çalıştırılır.

Etraftakilerden Çigong sayesinde iyileşenleri duydukça burada olduğuna mutlu olmuş ve cesaretlenerek hareketleri düzenli bir şekilde sebatla uygulamaya başlamış. Yalnız bir ara, çalışmalarına rağmen arkadaşlarına kıyasla çok aşama kaydedememiş olması onu yine sorgulamaya itmiş. Dinlenmek yerine neden bu kadar efor sarfediyorum diye söylenmeye başlamış. 1 ay sonunda pes edip eve geri dönmüş.

Evdeki ilk günleri dinlenmenin keyfini çıkarmış. Yalnız hastalık ilerledikçe bu sefer yataktan kalkmak ızdırap halini almış. Halbuki Merkez’de bütün gün ayakta kalabiliyormuş. Evde ise tuvalete bile zor gidiyor.

Evde ölümü beklemek yerine yine soluğu Merkez’de almış. Bu sefer daha kıymet bilir şekilde çalışmalara koyulmuş. Artık grup içinde aktif rol oynayan bir öğrenci olmuş. Hem çok çalışıyor hem de diğer insanlara yardım ediyormuş. Kıskançlık yerini mutluluğa bırakmış. Diğerlerine yardım ettikçe kendi hastalığını gözünde büyütmekten vazgeçmiş. Bireysel olarak kendi kendine hastalığın üstesinden gelmenin hazzıyla kanseri tamamen yenmiş. “İyileşmenin içten gelen bir istekle olması kaçınılmaz” diye ekliyor Ma.

“Acı yoksa kazanç da yoktur” lafını “Sevgi yoksa kazanç da yoktur” diye değiştiriyoruz.