46 – Zaten 1 Tane Mesanem Var Onu Da Bana Bırakın!

1991 Nisan ayında Xu mesane kanseri yüzünden ameliyat olmuş. Takip eden 3 yıl boyunca da kemoterapi ve radyoterapiye maruz kalmış. Ne yazık ki tedaviler sonuç vermemiş ve bütün mesanin alınması gerekmiş.

Mesanenin hepsi alınsa bile kanserin tamamen temizleneceği garantisi yokmuş. Doktorlara olan inancını yitiren Xu, tek bir mesanesi olduğunu ve onu da vermeye niyetinin olmadığını söyleyerek ameliyatı reddetmiş. Bir mazeret uydurarak hasteneden kaçmış.

Rahim kanseri olan bir arkadaşının Merkez’de iyileştiğini duymuş. Daha önce diğer Çigong türlerini çalışıp faydasını görmediği için önceleri çok üzerinde durmamış ama daha birçok başarılı vaka duyunca inanmaya başlamış. “Eğer ölüp gideceksen ve hastaneye de dönmek istemiyorsan neden Çigong’a bir şans vermiyrosun?” diye sormuş arkadaşı.

Sonunda karısıyla beraber Merkez’e gelmeye karar vermişler. Trenden iner inmez onları hocalar karşılamışlar. Ona bir hasta gibi değil öğrenci olarak muamele etmişler. “Sen Lao-Shi’nin misafirisin” sözünü duyduğunda ise gözleri yaşla dolmuş.

Kendini evinde hissettiği bu güzel ve huzurlu yerde, herkesin ne kadar azimle ve inançla çalıştığına şahit olmuş. Kendi de azmedip, yaşamak istiyorsa ölümüne çalışması gerektiğine inanmış. Günde 10 ile başladığı duvar hareketini 100’e çıkarmayı başarmış.  Sonra Nisan ayı geldiğinde ultrasona bağlı bir şekilde Çi terapisine girmesi istenmiş. Daha önceki hastalar gibi gerçek zamanlı iyileştirme yapılmış ve 11 saniye içinde kanser ekranda yok olmuş!

“Hocalar sana Çi verirken neler hissettin?” diye sormuş Chan. “Tüm dünya bunu görsün istedim. Hem kendim hem de ülkem için gurur duydum çünkü o sırada bunu bir Alman televizyonu kaydediyordu” demiş. Merkez’de sadece iyileşen kendisi olmamış. Onu bekleyen karısının da bacaklarındaki rahatsızlıklar ve baş dönmeleri iyileşmiş.

“Biz artık mutlu ve sağlıklı bir çiftiz!”