13 – Mesane kanseri gözlerimin önünde yok oldu!

Bay Wen mesanesinde kötü huylu bir tümör olduğunu öğrendiğinde, doktorlar hemen ameliyatla bunun alınmasını istemiş. Ardından da kemoterapi ve radyoterapi seansları olacağı söylenmiş.

Lakin ameliyata rağmen iyileşme garantisi vermemişler. O da alternatif çözümler aramaya başlamış.

Şans eseri bir arkadaşından Çigong’u duymuş. Hemen ilk trenle Merkez’e doğru yola çıkmış. İlk bir aylık eğitimin sonunda doktorlar tümörün boyunun büyüdüğünü söylediklerinde hayal kırıklığına uğramış.

Peki Wen cesaretini yitirmiş mi? Hayır ama şaşkına dönmüş. %100 performansla çalıştığı halde neden başarılı olamadığını sorgulamış. Neyi yanlış yaptığını merak etmiş. Sonra hocalarından öğrenmiş ki, bazen tümörlerin ve hastalıkların Çi’ye olan tepkisi eskisinden daha kötüye gitme şeklinde olabiliyormuş, ancak bunun nedeni ardından yok oluşun gelme sebebiymiş. Daha önceki örneklerde gördüğümüz gibi ağrılardan kurtulmadan önce ağrıların şiddetinin artıp bir anda yok olması gibi.

Tekrar cesaretini toplayan Wen, hocalarının desteğiyle hastalığa fokuslanmak yerine gökyüzüne fokuslanmış ve zihnini rahatlatmış. İkinci ayın sonunda tümörün boyu yarı yarıya küçülmüş.

9 ayın ardından hocaları ultrason makinasına bağlı olarak 4 hoca tarafından Çi seansı almak isteyip istemediğini sormuşlar. O da bunun üzerine balıklama atlamış. O zamanlar kaydı yapanın kim olduğunu bilmediği kişinin şimdi karşısında duran Usta Chan olduğunu anlamış.

Hayatında ilk defa canlı yayın ve ayıkken yapılan bir ameliyata şahit olduğunu söylemiş. Tabi ameliyat aletler yerine Çi enerjisi ile yapılıyormuş. Ultrasona bağlı Wen’e doktorlar Çi enerjisi vermeye başlamışlar. Ekrandan herşey izlenebiliyormuş. Birkaç saniye içinde küçülmeye başlayan tümör, bir dakkayı bulmadan Usta Chan’in hayretlerle baktığı video kamera vizöründe yok olup gitmiş. O gün aynı şekilde 8 öğrenciye daha bu şekilde Çi verilmiş ve beşinde tümör tamamen yok olmuş, birinde küçülme yaşanmış, diğer ikisinde henüz bir şey yaşanmamış, ancak onların da sonraki seanslarda tedavi edildikleri söyleniyor.

Bay Wen’e neler hissetiği soruluyor. Hiçbir ağrı yada sızı hisetmediğini, sadece çok hafifleyip mutlu olduğunu belirtiyor.

Peki ultrason makinası gerçekten iyi çalışıyor muydu? Sonradan tümörler geri geldi mi? Olayı takibe alan Usta Chan, on gün sonra hastaların tekrar makinaya bağlanmalarını istemiş. Tekrar bağlanan hastalarda tümörlere ait en ufak bir ize dahi rastlanmamış.

Dünyanın haritanın bu tarafından olup bitene kayıtsız kalmaması ve ticari yaklaşımları bırakıp gerçek tedavi yöntemlerini biribirine entegre  etmenin yollarını araması gerekiyor.

44 – Ölü Bir Adamın Son Kumarı

Bay Li mesane kanseri olduğu zaman 3 yıl boyunca sadece ilaç tedavisi görmüş. Doktorlar ameliyat yada kemoterapi için onu çok yaşlı ve zayıf olarak konumlandırmışlar. Doktorlar en iyisini bilir mantığıyla o da bir talepde bulunmamış. Kaderine razı olup kanserin gitgide büyümesine seyirci kalmış.

Sonra doktorlardan 3 ay ömrünün kaldığı haberi gelmiş. Buna şaşırmamış.

Başka bir şehirde, Quinhuangdao’da yaşayan kızı son günlerini onun yanında geçirmesi ve biraz etrafı gezmesi için babasını davet etmiş. Kızına giderken trende garip biriyle tanışmış. Yabancı ona neyi olduğunu sorup gittiği şehirde bir Zhineng Çigong merkezi olduğunu ve uğramasını söylemiş. Hem de hemen kızının yaşadığı yere çok yakın bir yerde. Trenden iner inmez kızı yerine taksi bakınmaya başlamış. Kızıyla beraber taksiye binip Merkez’e doğru yol almışlar. Yolda kızına neden bu Merkez’den haberi olmadığını sormuş. Kızı da duyduğunu ama hasta olduğu zaman hasteneye gitmenin yeterli odluğunu söylemiş. “Hem Çigong bu kadar iyi ise o zaman hastaneler neden var ki?” demiş.

Ancak babasının cesaretini kırmamış ve ona eşlik etmiş. Bu da ölmek üzere olan bir adamın oynadığı son kumar diye düşünmüş.

İyileşmez denilen pek çok hastalıkla mücadele eden bir sürü insanı bir arada görünce içi umutla dolmuş ve kendini evinde hissetmiş. Kalbinin derinliklerinde bir yerde ya hastalık gidici yada ben diye hissetmiş.

Çigong’un kendisine savaşma fırsatı verdiğini söyleyen Li, egzersiz yaptığı sırada terden sırılsıklam olduğunu, bacaklarının titrediğini, ellerinin tutmaz olduğunu ama buna karşın ruhunun ise dimdik durduğunu belirtiyor. Evde ümitsizce geçirdiği onca zamanı hatırlayıp, en ufak vaktini Çigong yaparak geçirmeye başladığı söylüyor. İşe yaramasa bile son anlarını mücadeleci ve mutlu bir şekilde geçirmenin keyfini alıyormuş.

Gün ve gün Çigong çalıştıktan sonra, 1 ay kadar sonra gücünü toplayıp, uyku ve yemek düzeni yerine gelmiş. Sonunda ultrasona girdiği bir gün mutlu haberi almış. Kanserden kurtulmuş. Ailesine hemen telefon ettiğini ve hepsinin sevinçten ağladığını söylüyor.

Bu hikayeyi anlatabilmek için hayatta kalmayı başaran yaşlı ama azimli adamı dinledik.

46 – Zaten 1 Tane Mesanem Var Onu Da Bana Bırakın!

1991 Nisan ayında Xu mesane kanseri yüzünden ameliyat olmuş. Takip eden 3 yıl boyunca da kemoterapi ve radyoterapiye maruz kalmış. Ne yazık ki tedaviler sonuç vermemiş ve bütün mesanin alınması gerekmiş.

Mesanenin hepsi alınsa bile kanserin tamamen temizleneceği garantisi yokmuş. Doktorlara olan inancını yitiren Xu, tek bir mesanesi olduğunu ve onu da vermeye niyetinin olmadığını söyleyerek ameliyatı reddetmiş. Bir mazeret uydurarak hasteneden kaçmış.

Rahim kanseri olan bir arkadaşının Merkez’de iyileştiğini duymuş. Daha önce diğer Çigong türlerini çalışıp faydasını görmediği için önceleri çok üzerinde durmamış ama daha birçok başarılı vaka duyunca inanmaya başlamış. “Eğer ölüp gideceksen ve hastaneye de dönmek istemiyorsan neden Çigong’a bir şans vermiyrosun?” diye sormuş arkadaşı.

Sonunda karısıyla beraber Merkez’e gelmeye karar vermişler. Trenden iner inmez onları hocalar karşılamışlar. Ona bir hasta gibi değil öğrenci olarak muamele etmişler. “Sen Lao-Shi’nin misafirisin” sözünü duyduğunda ise gözleri yaşla dolmuş.

Kendini evinde hissettiği bu güzel ve huzurlu yerde, herkesin ne kadar azimle ve inançla çalıştığına şahit olmuş. Kendi de azmedip, yaşamak istiyorsa ölümüne çalışması gerektiğine inanmış. Günde 10 ile başladığı duvar hareketini 100’e çıkarmayı başarmış.  Sonra Nisan ayı geldiğinde ultrasona bağlı bir şekilde Çi terapisine girmesi istenmiş. Daha önceki hastalar gibi gerçek zamanlı iyileştirme yapılmış ve 11 saniye içinde kanser ekranda yok olmuş!

“Hocalar sana Çi verirken neler hissettin?” diye sormuş Chan. “Tüm dünya bunu görsün istedim. Hem kendim hem de ülkem için gurur duydum çünkü o sırada bunu bir Alman televizyonu kaydediyordu” demiş. Merkez’de sadece iyileşen kendisi olmamış. Onu bekleyen karısının da bacaklarındaki rahatsızlıklar ve baş dönmeleri iyileşmiş.

“Biz artık mutlu ve sağlıklı bir çiftiz!”