62 – Sporcunun Kabusu

Doktor olmak üzere tıp okuyan Yu, 5 yıl önce futbol oynarken sakatlanmış. Sırt omurgasında ve pelvik bölgelerde kaymalar oluşmuş. 12 gün 12 gece bir masaya uzanıp hiç kıpırdamadan durduğunu hatırlıyor. “Ne kabustu! En ufak bir hareket sanki bıçak sokmuşlar ve içimde döndürüyorlar gibi acı veriyordu!” diyor.

Bu travmadan sonra artık hiçbir şey eskisi gibi olmamış. Hafızası bile sorunlar yaşamaya başlamış, eğitimi aksamış. Kazadan önce sınıfın en iyilerindemiş ama sonrasında geriden geriden yetişmek için çabalamaya başlamış. Boyu bile çekmiş, kısaldığını hissetmiş. Dik duramıyor doğru yürüyemiyormuş. Zar zor mezun olmuş.

“Neden doktorların ameliyat teklifini geri çevirdin?” diye merakla soruyor Chan. “Deli misiniz?” diye kızıyor. “Ben de tıp okudum. Bir kere omurganıza bıçak değdi mi, orada hasar görme ihtimali olan binlerce sinir var. En ufak bir hata kalıcı, hatta ölümcül sonuçlara yol açabilir. Üstelik başarı oranı çok düşük” diyerek devam ediyor.

Enteresan olan, Çigong’u tavsiye edenin okulunda profesör olan bir hocasının olması. Kendini karada çırpınırken suyu görmüş balığa benzetiyor. Profesörüne olan inancı çok yüksekmiş, çünkü bilimsel olarak inanmadığı bir şeyi asla savunmazmış. Çok mutlu olup hemen Merkez’in yolunu tutmuş.

Mekez’deki yoğun çalışma temposunu çok sevmiş. Hocalar ister ayakta, ister oturarak, isterse yatakta da olsa hareketleri yapmalarını istemiş. “Yani hayatı soluduğunuz sürece Çigong yapmamız istendi” diyor.

Omurga üzerinde en yüksek etkiye sahip olan duvar hareketini en ağrılı olduğu zamanlarda bile aksatmayarak uygulamaya devam etmiş. Zamanla omurgası düzelmiş ve doğru konumuna gelmiş. Şimdi kendini tekrar uzun boylu ve sağlıklı hissediyor.

“Tekrar hastaneye döndüğünde hastalarına tavsiyen ne olacak?” diye soruyor Chan.
“Tekrar dönmek istediğimi kim söyledi?” diyor Yu.