11 – Çifte Mutluluk

1988 yılında çok güçsüz düşmeye başlayan Zhao, mide rahatsızlıkları çekmeye ve ağrılar içinde sürekli kusmaya başlamış. Karaciğerinde siroz ortaya çıkmış. Takip eden 2 yıl boyunca sürekli hastanelerde geçmiş vakti ve 35bin Yuandan fazla para ödemiş. Hala güçsüz olmasına rağmen hastalığı 1991’de kontrol altına alınmış.

Talihsizlik eseri hastalık kısa bir süre içinde tekrar ortaya çıkmış. Bir kez daha o kadar parayı ödeyemeyeceği için içini korku sarmış. Günün birinde hastanede oda arkadaşı olan başka bir hasta ile karşılaşmış. Arkadaşı son derece gençleşmiş ve capcanlı görünüyormuş. Merakla bunu sırrını sormuş. O da İlaçsız Hastane’de çalıştığını ve kendi karaciğerinin tamamen iyileştiğini söylemiş.

Çigong? İlaçsız Hastane? O da diğer insanlar gibi buranın sadece işi gücü olmayan yaşlılar için olduğunu düşünürmüş hep. Ancak arkadaşındaki gelişmeyi görünce “denemeye değer” demiş. Karısı ve baldızıyla birlikte ilk trenle yola koyulmuşlar.

1 aydan kısa bir süre içinde iştahı yerine gelmiş, ağrıları yok olmuş. Karaciğer fonksiyonları yerine gelmiş. Yalnız onun karaciğeri değil, onunla birlikte öylesine gelen baldızının da rahim tümörü iyileşmiş (bir sonraki röportaj). Bunu çifte mutluluk olarak adlandırmışlar.

12 – Şükürler Olsun Kadınlığıma Tekrar Kavuştum

Bayan Jia’nın 6 yıl önce tümör yüzünden ameliyatla sol yumurtalığı alınmış.

Tümörün neredeyse 4.5 kilo olduğunu söylüyor Jia. O kadar ağır ve ağrılı ki hareket edemez hale gelmiş. İlk alındığında çok rahatlama hissetmiş ve artık tamamen kurtulduğunu düşünmüş.

Kısa bir süre sonra ise bu sefer sağ yumurtalıkta tümör türemiş. Çok hızlı büyüdüğü için doktorlar yumurtalığın tamamen alnımasını tavsiye etmiş. Hiç yumurtalığı kalmayınca artık erkek olurum diye çok korkmuş.

Sonra kzı kardeşi ve kocası bu Merkez’e gelirken peşlerine takılmış. Eniştesi ailenin beyni olduğu için çok güvenirmiş, bu yüzden gözü kapalı yola çıkmış onlarla.

Merkeze gelmeden önce tümörün boyu 7 cm kadarmış. Birkaç günlük Çigong alıştırmasından sonra yumurtalığında şiddetli ağrılar hissetmiş. Sonra ise birden ağrı filan kalmamış. Hemen ultrasona bağlanan Jia hayretler içinde tümörden eser kalmadığını görmüş.

Tekrar kadınlığına kavuşmanın mutluluğuyla sevinç çığlıkları atmış.

13 – Mesane kanseri gözlerimin önünde yok oldu!

Bay Wen mesanesinde kötü huylu bir tümör olduğunu öğrendiğinde, doktorlar hemen ameliyatla bunun alınmasını istemiş. Ardından da kemoterapi ve radyoterapi seansları olacağı söylenmiş.

Lakin ameliyata rağmen iyileşme garantisi vermemişler. O da alternatif çözümler aramaya başlamış.

Şans eseri bir arkadaşından Çigong’u duymuş. Hemen ilk trenle Merkez’e doğru yola çıkmış. İlk bir aylık eğitimin sonunda doktorlar tümörün boyunun büyüdüğünü söylediklerinde hayal kırıklığına uğramış.

Peki Wen cesaretini yitirmiş mi? Hayır ama şaşkına dönmüş. %100 performansla çalıştığı halde neden başarılı olamadığını sorgulamış. Neyi yanlış yaptığını merak etmiş. Sonra hocalarından öğrenmiş ki, bazen tümörlerin ve hastalıkların Çi’ye olan tepkisi eskisinden daha kötüye gitme şeklinde olabiliyormuş, ancak bunun nedeni ardından yok oluşun gelme sebebiymiş. Daha önceki örneklerde gördüğümüz gibi ağrılardan kurtulmadan önce ağrıların şiddetinin artıp bir anda yok olması gibi.

Tekrar cesaretini toplayan Wen, hocalarının desteğiyle hastalığa fokuslanmak yerine gökyüzüne fokuslanmış ve zihnini rahatlatmış. İkinci ayın sonunda tümörün boyu yarı yarıya küçülmüş.

9 ayın ardından hocaları ultrason makinasına bağlı olarak 4 hoca tarafından Çi seansı almak isteyip istemediğini sormuşlar. O da bunun üzerine balıklama atlamış. O zamanlar kaydı yapanın kim olduğunu bilmediği kişinin şimdi karşısında duran Usta Chan olduğunu anlamış.

Hayatında ilk defa canlı yayın ve ayıkken yapılan bir ameliyata şahit olduğunu söylemiş. Tabi ameliyat aletler yerine Çi enerjisi ile yapılıyormuş. Ultrasona bağlı Wen’e doktorlar Çi enerjisi vermeye başlamışlar. Ekrandan herşey izlenebiliyormuş. Birkaç saniye içinde küçülmeye başlayan tümör, bir dakkayı bulmadan Usta Chan’in hayretlerle baktığı video kamera vizöründe yok olup gitmiş. O gün aynı şekilde 8 öğrenciye daha bu şekilde Çi verilmiş ve beşinde tümör tamamen yok olmuş, birinde küçülme yaşanmış, diğer ikisinde henüz bir şey yaşanmamış, ancak onların da sonraki seanslarda tedavi edildikleri söyleniyor.

Bay Wen’e neler hissetiği soruluyor. Hiçbir ağrı yada sızı hisetmediğini, sadece çok hafifleyip mutlu olduğunu belirtiyor.

Peki ultrason makinası gerçekten iyi çalışıyor muydu? Sonradan tümörler geri geldi mi? Olayı takibe alan Usta Chan, on gün sonra hastaların tekrar makinaya bağlanmalarını istemiş. Tekrar bağlanan hastalarda tümörlere ait en ufak bir ize dahi rastlanmamış.

Dünyanın haritanın bu tarafından olup bitene kayıtsız kalmaması ve ticari yaklaşımları bırakıp gerçek tedavi yöntemlerini biribirine entegre  etmenin yollarını araması gerekiyor.

14 – Mucizeler Zinciri

1972’de, şu anda öğretmen olan Bayan Lin, troid kanseri olup tümörü ameliyatla alınmış. 5 yıl içinde tümör tekrar ortaya çıkmış ve bu sefer yemek borusuna da sıçramış. Katı yemek yiyemez hale gelmiş. 1983 yılında geçirdiği ameliyatlar sonrası sesini de kaybetmiş ve konuşamaz hale gelmiş. 7 yıl sonra ise tümör bir kez daha her zamankinden daha kötü bir şekilde ortaya çıkmış ve hiç yemek yiyemez hale gelip damardan beslenmeye başlamış. O kadar zayıflamış ki iskelet görüntüsündeymiş.

Doktorlar kocasına artık yapılabilecek birşey olmadığını söylediklerinde yaşamla alakalı tüm umutlarını yitirmiş. Yatağında acılar içinde ölümü beklemeye başlamış.

Oğlu gelip Çigong öğrenmesi gerektiğini söylemiş. Onu dinleyecek bile hali yokmuş. Oğlu her gün ısrarını yinelemiş. Sonunda kabul etmiş. Onu üç kişi Merkez’e taşımışlar. 20 gün içinde kendi başına gider hale gelmiş. Midesindeki ağrılar arttığında hocaları bunun iyiye gidiş olduğunu ve vücudunun Çi’ye olumlu tepki verdiğini söylemişler. İnanılmaz bir şekilde 3 ay içinde kendini çok iyi hissetmeye başlamış. Hastaneye tekrar gittiğinde doktorlar gözlerine inanamamış. Hiçbir hastalıktan eser kalmamış.

Peki neden oğlu bu kadar ısrarcı olmuş? Meğerse o da kendi hastalığından orada kurtulmuş. Ellerindeki kılcal damarlar o kadar hassasmış ki, okula eldiven giyerek gidermiş. Tedavi sonrası elleri eskisinden de güçlü ve sağlıklı olmuş.

Ayrıca oğlu ona demiş ki, her bir öğretmen bir zamanlar burada kurtarılan birer hastaymış. 1986 yılında Lao-Shi onların bulunduğu şehre gelmiş. Şu anda onu eğiten hoca da kalbinden rahatsızmış ve neredeyse kalbinin dörtte üçü görevini yerine getiremez haldeymiş. Lao-Shi’nin konuşmasından etkilenip Merkez’de eğitimlere başlayıp kısa sürede sağlığına kavuşmuş ve hoca olarak kalmış.

Merkez’de dinlenilen her hikaye adeta birer mucizeler zinciri.

15 – Ameliyat Mı Yoksa Çigong Terapisi Mi?

Bayan Zhang meme kanseri olduğunda doktor olan kız kardeşi için tek çözüm yolu ameliyatla tümörün alınmasıymış. Bayan Zhang ise ona Çigong’u düşündüğünü söyleyince kardeşi çok kızmış ve “delirdin mi sen, bu ölüm kalım meselesi, vakit kaybedersen kanser sıçrama yapıp her yere yayılır. Yapma demiyorum ama zaman senin aleyhine!” demiş.

Bayan Zhang’ın kocası ise aksine sadık bir Çigong uygulayıcısıymış. O da ameliyatın bir garantisi olmadığını, Çigong başarılı olmasa dahi tümörde gözle görülür bir iyileşme sağlayacağını söylemiş.

Peki kardeşin yolu mu, kocanın yolu mu seçilmiş? Çigong’un yolu diye düzeltiyor Zhang.

Kanseri yenmeye azim eden Zhang her gün sabahtan akşama kadar düzenli pratiklerini uygulamış. Tekrar hastaneye gittiğinde check-up’a sokmuşlar ve kardeşi de dahil tüm doktrolar hayretler içinde kanserden eser bulamamışlar.

Zhang’e şimdi neler hissetiğini sormuş Usta Chan. “Çigong hareketlerini düzenli yapmanın yanısıra öyle bir his var ki, sanki vücudumda büyük tüneller var ve onların içinden Çi özgürce akıp gidiyor.”

16 – Allah Aşkına Vücudunda İyi Bir Yer Var Mıydı?

Bay Shen çok tatı yaşlı bir adam. İnanması güç ama bu tatlı adam bir yıl önce neredeyse yaşayan bir ölüymüş.

1959’dan bu yana pek çok ameliyat geçirmiş. Açıp yaralarını ve ameliyat izlerini gösteriyor. Kulakların hemen üzerinde kafasının içinde yer alan sinirler o kadar ağrıyormuş ki, peşpeşe iki ameliyatla anca sakinleşebilmiş. 20 yıl boyunca her akşam uyku haplarıyla uyuyabilmiş. Boyun ve sırt omurgasında bozukluk ve kambur varmış. Ellerini dahi acısız kımıldatamazmış. Kalp, mide ve bağırsak sorunları da cabası.

“Peki çalışan, sağlam olan bir yeriniz var mıydı?” diye sormuş muzipçe Usta Chan. Önce espiri olduğunu anlamayan Shen “sadece karaciğer ve pankreas” diye cevap vermiş. Sonra o da gülüp nasıl üstesinden geldiğini anlatmaya başlamış.

Bir gün şans eseri bir yerde Lao-Shi’nin Zhineng Çigong kitabını okumuş ve içinde bir umut doğmuş. 5 ay boyunca her gün her dakikasını Çigong yapmaya ayırmış. “Şimdi tüm hatalıklardan arınmış olarak kendimi 30’lu yaşlarımda hissediyorum” diye eklemiş.

Peki Merkez’de ne yapıyor? Hocalık eğitiminden geçtiğini ve diğer insanları nasıl iyileştirebileceğini öğrenmek istediğini belirtiyor. Bir tane felçli bebeği iyileştirdiği için çok mutlu olduğunu söylüyor.

Usta Chan bir fotoğraf gösterip “Bu o muydu?” diye sorunca gözleri parlayarak “Evet bu o! Bu o!” demiş (bir sonraki röportaj).

Bebeğe yaptığı gibi kendisine de biraz Çi verip vermeyeceğini sorunca, tereddüt etmeden ellerini Usta Chan’e uzatmış ve Chan döne döne bütün vücudunu saran Çi’yi hissetmiş.

17 – Küçüçük Bebeğimin Beynine Kocaman İğneler Soktular

Bu kez röportajın kahramanı küçük bir çocuk. Yerinde duramıyor, ordan oraya koşuşturup duruyor. Oysa ki, daha iki hafta öncesine dek hareket bile edemez haldeymiş. Annesinin dediğine göre elinin üç parmağı kıvrık, bacakları da çarpıkmış. Yetersiz beslenme yüzünden de gelişimi geri kalmış.

Ufacık çocuğun beyninden sıvı almak için, her defasında doktorların elinde koca koca iğneleri gördüğünde annesi gözyaşlarını tutamamış. Söylediklerine göre beynin alt kısmında sola doğru kayma varmış ve bu da sinirlerin üzerine baskı yapıyormuş. Sonuş olarak da kısmi felç yaşanabilirmiş.

Ancak kullandıkları hiçbir ilaç işe yaramıyormuş. Kocasıyla çaresiz kalmışlar. Devletin tek çocuk politikası yüzünden başka çocuk da yapamaz durumdalarmış. Son çare olarak Çigong akıllarına gelmiş.

Yakınlarından biri Merkez’de çalıştığı için bu şekilde haberleri olmuş. Bir gün evlerinde ziyarete gelip çocuğa Çi vermiş ve çocuğun tepkisi olumlu olmuş, hatta kullanamadığı yerlerde hareketler görülmüş. Onlar da çocuğu alıp Merkez’e getirmişler. Merkez’deki yaşlı bir amca (önceki röportaj) ona Çi verince çocuğun tüm enerjisi yerine gelmiş. Şimdi koşup oynuyor, iştahı da yerinde.

“Oğlunuz Çi’ye inanıyor mu?” diye sormuş bizim usta. “Nerden bilsin, daha 2 yaşında o” demiş annesi. Demek ki Çi inanmayanlar üzerinde de etkili olabiliyor. “Benim inanmam ve çocuğumu buraya getirmem yeterli” demiş anne yine. Çocuk büyüyüp de kendiyle ilgili bu anıyı dinleyince acaba tepkisi ne olacak?

18 – Şimdiye Çoktan Ölmüş Olmalıydın

Bayan Ying şimdiye dek hiç duyulmamış bir hastalıktan bahsetmiş. Hatta kağıda yazdığı halde bilinecek gibi değilmiş. “O zaman şöyle söyleyim demiş” Ying. “Öyle bir kanser ki, tedavisi yok, köyümde 3 kişi bu hastalığa yakalandı, ikisi öldü, bir tek ben kaldım”. Şimdi ustanın dikkatini çekmeyi başarmış.

1985 yılında artirit olmuş ve ardından da sistemik lupus. Sindirim, sinir, dolaşım, derken bütün sistemleri çökmeye başlamış. Biri dokunsa heryeri acıyormuş. Elleri ölü birinin elleri gibiymiş. Yazın bile kışlık elbise giyinirmiş.

Kaldığı kanser hastanesinde her gün birilerinin cenazesinin kaldırıldığını gördükçe daha da umutsuzluğa kapılmış. Ne zaman sıra bana gelecek diye bekler olmuş. Ölümden çok korktuğunu söylemiş.

Bir gün oda arkadaşına gelen bir yakını ona Çigong önermiş. 1993 mart ayında kardeşiyle beraber Merkez’e gelmiş. 2 aylık bir terapiden sonra kendi kendine yeter hale gelmiş ve kardeşi eve dönmüş. Birkaç ay sonra ise tamamen iyileşmiş. Köyüne döndüğünde bu mucizeye şaşıran ve çok mutlu olan köylüler ondan Çigong öğrenmek istemişler. Köyde neredeyse iyileşmeyen kimse kalmamış.

Hastanedeki doktorunu görmeye gittiğinde ise doktoru ona “Bayan Ying bu sen olamazsın! Sen şimdiye kadar çoktan ölmüş olmalıydın!” diyerek şaşkınlığını gizleyememiş.

“Peki doktora olan biteni anlattıktan sonra, senin gibi hastaları Merkez’e yönlendirmeye karar verdi mi acaba?” diye sormuş Chan. “Eğer insansa bunu çoktan yapmıştır” diye cevaplamış Bayan Ying.

Acaba yaptı mı, ne dersiniz?

19 – Çekici Bir Bayan Ve Anlatamadığı Bir Sır

“Sırrımı 10 yıldan fazla bir zaman sakladım” diyor Bayan Fan. Ancak sevglisi ona evlenme teklif edince “Evlenmeden önce sana anlatmam gereken bir sırrım var” demiş. Erkek arkadaşı en kötüsüne hazırlamış kendini. “Geceleri altımı ıslatıyorum ben” deyince ise gülme krizine girmiş. Birkaç ay sonra da evlenmişler.

“E peki bütün hayatın boyunca altını ıslatmaya devam mı ettin?” diye sormuş usta. 13 yaşında başladığını, önceleri dayak korkusuyla uyku bile uyuyamadığını ama daha sonra herkesin buna alıştığını söylemiş. Çok utangaç olduğu için de hiç doktora gitmemiş.

Ancak büyüyünce durum daha kötü olmuş. Bu sefer su içmeye korkar hale gelmiş. Bir bardak su bile uyumadan 20 kez tuvalete gitmesi demekmiş. Eğer uyursa kesin yatak batacak. Aldığından fazlasını vücut dışarı atıyormuş. Kocası çok yardımcı olmuş ve az miktarda dahi olsa su içmesine destek olmuş.  Çocukları olunca artık bir doktora görünmeye karar vermiş.

Modern tıp ameliyattan başka çözüm sunmamış. Buna bile yaşı ilerlediği için garanti vermemişler. Akapunktur denemiş. Aylarca bu rahatsız edici iğneli terapiden bir sonuç alamamış. Şimdi artık iğne korkusu da oluşmuş.

İşin en acı yanı şu olmuş. Misafirliğe gittiğinde yatağı ıslattığında 8 yaşındaki küçük oğlu suçu üstlenip “Ben yaptım” diyormuş. Bu durum onu çok ağlatmış, çok utanmış. Ailesi ona bu kadar destek olurken mutlaka altenatif bir yol olmalı diye düşünmüş. Sonra Merkez’de iyileşen insanlar duymaya başlayınca içi umutla dolmuş.

Lao-Shi ile tanışınca hemen o gün iyileşeceğini sanıp gece yatağı ıslatınca hayal kırıklığı yaşamış. Hocaları, burada aylarca tedavi gören hastaların yanında bir günde şifa bulmayı beklemenin biraz onlara haksızlık olduğunu ifade etmişler.

Hemen o sabah azimle ve düzenli olarak çalışmalara başlamış. Gece üç saatlik uyku yetiyormuş, geri kalan her zamanı Çigong yaparak geçirmiş. Şimdi kendini gerçek bir Çi ustası gibi görüyor ve sanki Çi’nin üzerinde hareket edermişçesine kendini hafiflemiş  hissediyor. Artık herkes gibi o da su içiyor ve tuvaleti daha az ziyaret ediyor. Ve yatağıyla da artık barışmış durumda :).

20 – Bütün Şehir Benim İçin Para Topladı

Li ailenin örnek kız çocuğu. Cana yakın, spor dallarında başarılı, sınıfında çok zeki ve başarılı… Ancak 1994 yılında bir yaz tatilinde ani bir şekilde lösemiye yakalanmış. Kolejde henüz üçüncü yılı. Doktorlar iyileşme şansının olmadığını çünkü hücrelerinin %82’sinin kötü durumda olduğunu söylemişler. Yine de 3 ay boyunca kemoterapi görmüş ve bir iyileşme olmamış.

“Bir hastane yatağında kendinizi bir bitki gibi yatarken bulmak kadar kötü bir şey yok” diyor Li. Doktorlar kemik iliği nakli gerektiğini söylemişler ama bunu ödeyecek güçleri yokmuş.

Sınıf arkadaşları onu çok sevdiklerinden kendi aralarında 50’şer Yuan toplamaya başlamışlar. Bunu öğrenen dekan bütün okuldan yardım istemiş. Daha sonra onu belediye başkanı ve vali izlemiş. Bütün şehir neredeyse kemik iliği nakli için gereken parayı toplamak üzere seferber olmuş. “Beni bu kadar sevdklerini bilmiyordum” derken gözleri doluyor Li’nin.

Peki Merkez’e nasıl oldu da gelmiş? Okula dönünce herkese tek tek teşekkür etmek istemiş. Arkadaşlarından biri Çigong’dan bahsetmiş. O da denemeye karar vermiş. Ancak ailesi buna karşı çıkmış. Herkes bu kadar seferber olmuşken ameliyat için beklemesini istemişler.  Doktorlar iyileşme şansının %50 olduğunu söylemesine rağmen ailenin bu tepkisine aldırmamış. Üstüne üstlük ameliyat ücreti 120bin Yuan’ın üzerindeymiş.  İnadım inat deyip Merkez’e gitmeye karar vermiş ve ailesine eğer işe yaramazsa ameliyat olacağı sözünü vermiş.

O yılın Kasım ayında Çigong yapmaya başlamış. 1 ay sonra Lao-Shi şehirlerine gelip eğitim vermiş ve onunla tanışma fırsatı bulmuş. Elini tuttuğu anda bağırsaklarında ani bir hareketlenme yaşamış ve zar zor kendini tuvalete atmış. Her tuvalete gittiğinde ondan mutlusu yokmuş, çünkü her defasında kendini bir şeylerden kurtulmuş gibi rahatlamış hissediyormuş. “Çi benim üzerimde çalışmaya başladı!” diye ekliyor Li.

Geçtiğimiz ay ise doktorlar tüm değerlerin normale döndüğünü teyit etmişler.

“Çigong yaparken özel bir düşünce tekniğin var mı?” diye sormuş Chan. “Her Çigong alıştırmasından önce ve sonra herşeyin zaten çok iyi olduğuna ve Lao-Shi’nin hep yanımda olduğuna inandım. Kapatma hareketlerini yaparken kemik iliğimi düşündüm, açma hareketini yaparken de evrende kendimi kaybolurken hayal ettim”.

Li 40 kişilik sınıfından 26 öğrencinin daha önceden Çigong öğrenip hastalıklara karşı şimdiden güçlü ve sağlıklı olmak üzere eğitim aldıklarını söylemiş. Seferber olan ve bu mutlu sonu duyan tüm şehir sanırım akın akın Merkez’in yolunu tutmuştur.